Psikolog hangi hastalıklara bakar?

Psikolog Hangi Hastalıklara Bakar?

Psikologlar, bireylerin zihinsel, duygusal ve davranışsal sorunlarına profesyonel destek sağlayarak yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynar. Depresyondan anksiyeteye, obsesif kompulsif bozukluktan kişilik bozukluklarına kadar geniş bir yelpazede hizmet sunan psikologlar, aynı zamanda yeme bozuklukları, bağımlılıklar, cinsel işlev bozuklukları, stres ve ilişki sorunları gibi birçok alanda uzmanlaşmıştır. Peki psikolog hangi hastalıklara bakar? birlikte inceleyelim.

Uyum Psikoloji Danışmanlık merkezi psikolog ekibini inceleyin ve klinik psikolog ekibimiz ile ücretsiz ön görüşme sağlayın.

Depresyon

Depresyon, bireyin günlük yaşamını derinden etkileyen ve uzun süreli üzüntü, umutsuzluk, enerji kaybı gibi belirtilerle kendini gösteren bir duygudurum bozukluğudur. Psikologlar, depresyonun altında yatan düşünce ve davranış kalıplarını anlamak için bireylerle detaylı bir değerlendirme yapar. Bu süreçte bireyin yaşadığı travmatik olaylar, stresli yaşam olayları veya biyolojik faktörler analiz edilir.

Tedavi sürecinde bilişsel davranışçı terapi (BDT), depresyonun temel nedenlerini ele almak için yaygın olarak kullanılır. BDT, bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını tanımlamalarına ve daha sağlıklı düşünceler geliştirmelerine yardımcı olur. Psikologlar, depresyondaki bireylerin daha etkili baş etme stratejileri geliştirmeleri ve yaşamlarına tekrar anlam kazandırmaları için rehberlik eder.

Ayrıca, psikologlar sosyal destek sistemlerini güçlendirmeyi ve bireylerin kendilerini izole etmeden, daha sağlıklı ilişkiler geliştirmelerini teşvik eder. Bu süreç, bireyin yaşam kalitesini artırmak için önemli bir adımdır. Tedavi, bireyin ihtiyaçlarına göre yapılandırılarak, uzun vadeli iyileşme hedeflenir.

Ankara depresyon tedavisi psikolog ekibini inceleyin ve ücretsiz ön görüşme sağlayın.

Anksiyete

Anksiyete, bireyin aşırı endişe, korku ve gerginlik yaşamasına neden olan bir zihinsel sağlık sorunudur. Bu bozukluk, günlük yaşamda yoğun stres hissetmekten fiziksel belirtilere kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete ve panik bozukluk gibi türleri bulunmaktadır.

Psikologlar, anksiyetenin bireyin hayatındaki tetikleyicilerini anlamak için detaylı bir analiz yapar. Bu süreçte bireyin endişe düzeyini artıran düşünce kalıpları, çevresel faktörler ve travmatik deneyimler değerlendirilir. Terapi, bu tetikleyicilere karşı bireyin daha sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmesini amaçlar.

Tedavi genellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) veya maruz bırakma terapisi gibi yöntemleri içerir. Bu terapiler, bireylerin korkularıyla yüzleşmelerine ve endişe döngüsünü kırmalarına yardımcı olur. Ayrıca gevşeme teknikleri ve farkındalık çalışmaları, anksiyete yönetiminde önemli rol oynar.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), bireyin istemsiz ve tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ile bu düşünceleri azaltmaya yönelik davranışlar (kompulsiyonlar) sergilemesiyle karakterizedir. Bu durum, bireyin hayatında önemli derecede işlev kaybına neden olabilir. Örneğin, sürekli el yıkama, kapıların kilitli olup olmadığını kontrol etme gibi davranışlar sık görülür.

Psikologlar, OKB tedavisinde bilişsel davranışçı terapinin özel bir türü olan maruz bırakma ve tepki önleme (ERP) yöntemini uygular. Bu yaklaşım, bireylerin obsesyonlarını tetikleyen durumlarla güvenli bir şekilde yüzleşmelerine ve kompulsif davranışlardan kaçınmalarına yardımcı olur. Amaç, bireyin kontrol duygusunu yeniden kazanmasıdır.

OKB’nin tedavisi uzun vadeli bir süreçtir ve bireyin tedaviye bağlılığı önemlidir. Psikologlar, bireylerin terapötik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için düzenli rehberlik sağlar. Ayrıca, bireylerin özsaygısını artırmaya yönelik çalışmalar yapılır.

Ankara OKB psikolog ekibini inceleyin ve ücretsiz ön görüşme sağlayın.

Kişilik Bozuklukları

Kişilik bozuklukları, bireyin düşünce, duygu ve davranış kalıplarının çevresiyle uyumsuz hale gelmesi ve bu durumun işlevselliğini olumsuz etkilemesiyle ortaya çıkar. Borderline, narsistik, antisosyal gibi farklı türleri bulunmaktadır. Psikologlar, bireyin yaşam öyküsünü ve ilişki dinamiklerini detaylı bir şekilde analiz ederek tedaviye başlar.

Tedavi sürecinde genellikle diyaleftik davranışçı terapi (DBT) veya psikodinamik terapi gibi yaklaşımlar uygulanır. Bu terapiler, bireylerin duygusal regülasyon becerilerini geliştirmelerine ve daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına olanak tanır. Psikologlar, bireylerin kendilik algısını ve içgörüsünü geliştirmesine de destek olur.

Kişilik bozukluklarının tedavisi uzun soluklu ve karmaşık olabilir. Ancak, doğru terapi yöntemleri ve bireyin işbirliğiyle olumlu sonuçlar elde edilebilir. Psikologlar, bu süreçte bireylerin güçlü yönlerine odaklanarak tedavi motivasyonunu artırır.

Yeme Bozuklukları

Yeme bozuklukları, bireylerin yemek yeme alışkanlıklarında ciddi bozukluklar geliştirdiği ve beden algısıyla ilgili yoğun kaygılar yaşadığı bir grup rahatsızlıktır. Anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkanırcasına yeme bozukluğu, en sık rastlanan yeme bozukluklarıdır. Psikologlar, bu rahatsızlıkların fiziksel ve psikolojik etkilerini anlamak için detaylı bir değerlendirme yapar.

Tedavi sürecinde bireyin beden algısını ve yeme davranışlarını etkileyen psikolojik faktörler ele alınır. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireyin yemek ve bedenle ilgili olumsuz düşüncelerini değiştirmesine yardımcı olur. Ayrıca, sağlıklı yemek yeme alışkanlıklarının yeniden kazandırılması için terapötik destek sağlanır. Psikologlar genellikle bir diyetisyen veya tıbbi ekip ile birlikte çalışır.

Yeme bozukluklarının tedavisinde bireylerin özsaygılarını geliştirmek ve duygusal düzenlemelerini iyileştirmek öncelikli hedeflerdir. Grup terapisi ve destek grupları, bireylerin yalnız olmadıklarını anlamalarına ve sosyal destek bulmalarına yardımcı olur. Uzun vadeli tedavi, nüks riskini azaltmak için önemlidir.

Bağımlılıklar

Bağımlılıklar, madde kullanımından (alkol, uyuşturucu) davranışsal bağımlılıklara (kumar, internet, oyun) kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Bu sorunlar, bireyin fiziksel, psikolojik ve sosyal işlevselliğini ciddi şekilde etkileyebilir. Psikologlar, bağımlılığın kökenini anlamak ve bireyin bu döngüden çıkmasını sağlamak için detaylı bir terapi planı oluşturur.

Tedavi sürecinde motivasyon artırıcı görüşmeler, bireyin bağımlılıkla ilgili farkındalığını artırmak için kullanılır. Ayrıca bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireylerin bağımlılık tetikleyicilerini belirlemesine ve bu durumlara karşı etkili başa çıkma stratejileri geliştirmesine olanak tanır. Psikologlar, bireylerin yeniden düşme riskini en aza indirmek için destek sağlar.

Grup terapileri ve 12 adım programları gibi yapılandırılmış destekler de bağımlılık tedavisinin önemli bir parçasıdır. Bu programlar, bireylerin sosyal destek bulmalarını ve kendilerini yeniden yapılandırmalarını kolaylaştırır. Psikologlar, bağımlılığın yalnızca bir semptom değil, genellikle daha derin duygusal sorunların bir sonucu olduğunu göz önünde bulundurarak tedavi planını şekillendirir.

Cinsel İşlev Bozuklukları

Cinsel işlev bozuklukları, bireyin cinsel yaşantısını olumsuz etkileyen fiziksel ya da psikolojik sorunlardan kaynaklanabilir. Erken boşalma, vajinismus, düşük cinsel istek gibi durumlar sıkça rastlanır. Bu bozukluklar, bireyin özsaygısını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.

Psikologlar, cinsel işlev bozukluklarının duygusal ve psikolojik kökenlerini anlamaya çalışır. Bu süreçte, bireyin geçmiş travmaları, ilişki sorunları veya performans kaygısı gibi faktörler ele alınır. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve cinsel terapi, tedavide kullanılan etkili yöntemlerdir.

Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, bireylerin duygusal rahatlık kazanması ve partnerleriyle sağlıklı iletişim kurması önemlidir. Psikologlar, bireylerin cinsel yaşantılarına dair olumsuz inançlarını yeniden yapılandırmalarına ve ilişkilerinde daha sağlıklı bir denge kurmalarına destek olur.

Stres

Stres, bireyin karşılaştığı olaylarla başa çıkma kapasitesini zorlayan fiziksel, duygusal ve zihinsel bir tepkidir. Uzun süreli stres, bireyin hem zihinsel hem de fiziksel sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Psikologlar, bireylerin stres kaynaklarını belirlemelerine ve stresle başa çıkma yollarını geliştirmelerine yardımcı olur.

Stres yönetiminde bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireylerin stres tetikleyicilerini analiz etmelerini ve bu durumlara karşı daha sağlıklı düşünce ve davranış kalıpları geliştirmelerini sağlar. Ayrıca, nefes egzersizleri, farkındalık teknikleri ve gevşeme terapileri stres yönetiminde etkili araçlardır.

Psikologlar, bireylerin stresin fiziksel belirtilerini (baş ağrısı, kas gerginliği) tanımlamalarına ve bu belirtileri hafifletmek için kişiselleştirilmiş stratejiler geliştirmelerine destek olur. Bu süreç, bireyin yaşam kalitesini artırmak için kritik bir adımdır.

İlişki Sorunları

İlişki sorunları, çiftler veya aile bireyleri arasında yaşanan çatışmalar, iletişim eksiklikleri ve güven problemleri gibi durumları içerir. Bu sorunlar, bireylerin duygusal sağlığını ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Psikologlar, bu tür sorunların kökenini anlamak için bireylerin ilişki dinamiklerini inceler ve bireysel ya da çift terapileriyle çözüm sunar.

İlişki terapilerinde iletişim becerilerini geliştirmek öncelikli bir hedeftir. Psikologlar, bireylerin empati kurma, aktif dinleme ve duygularını açıkça ifade etme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Aynı zamanda, geçmişten gelen travmaların veya duygusal yüklerin ilişki üzerindeki etkileri ele alınır.

Psikologlar, ilişkilerin yeniden yapılandırılmasını ve daha sağlıklı bağlar kurulmasını destekler. Bu süreçte, çiftler arasında güveni artırmak, sorunlara yapıcı yaklaşımlar geliştirmek ve uzun vadeli tatmin sağlayacak yöntemler benimsemek hedeflenir. Tedavi süreci, her iki tarafın ihtiyaçlarını dikkate alarak yapılandırılır.

Aile Danışmanlığı

Aile danışmanlığı, aile üyeleri arasında yaşanan çatışmaları, iletişim sorunlarını ve duygusal kopuklukları ele alan bir terapi türüdür. Aile içindeki dinamiklerin karmaşıklığı, bireysel sorunların aile düzeyinde etkiler yaratmasına neden olabilir. Psikologlar, aile bireyleri arasındaki ilişkileri değerlendirerek, mevcut sorunların kaynağını anlamaya çalışır.

Tedavi sürecinde iletişim becerilerinin geliştirilmesi ve aile bireylerinin duygusal ihtiyaçlarının anlaşılması hedeflenir. Psikologlar, aile üyelerinin birbirlerini daha iyi anlamalarına ve sorunlara ortak çözümler geliştirmelerine destek olur. Aile terapisi, genellikle aile içi rollerin ve sorumlulukların yeniden yapılandırılmasını içerir.

Aile danışmanlığı, yalnızca kriz durumlarında değil, aile ilişkilerini güçlendirmek için de tercih edilebilir. Psikologlar, aile üyelerinin birbirlerine karşı daha empatik, destekleyici ve anlayışlı olmalarına yardımcı olur. Bu süreç, aile birliğini koruyarak sağlıklı ve dengeli bir ortam oluşturmayı amaçlar.

Özsaygı ve Benlik Saygısı Sorunları

Özsaygı ve benlik saygısı sorunları, bireylerin kendilerine yönelik olumsuz düşünceleri ve düşük özgüven duygusuyla kendini gösterir. Bu sorunlar, kişisel ilişkilerden iş hayatına kadar birçok alanda işlevselliği olumsuz etkileyebilir. Psikologlar, bireylerin özsaygı problemlerinin temel nedenlerini anlamalarına yardımcı olur.

Tedavi sürecinde bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireylerin kendileri hakkındaki olumsuz inançlarını değiştirmelerine odaklanır. Psikologlar, bireylere güçlü yönlerini fark etmeleri, başarılarını kabul etmeleri ve kendilerini olduğu gibi kabul etmeleri için rehberlik eder. Ayrıca, geçmiş travmaların veya eleştirel ilişkilerin özsaygı üzerindeki etkisi ele alınır.

Bireylerin özsaygısını artırmaya yönelik terapiler, uzun vadeli iyileşme sağlar. Psikologlar, bireylerin sosyal ilişkilerini güçlendirmelerine ve yaşamlarına anlam kazandıracak hedefler belirlemelerine destek olur. Bu süreç, bireyin kendine güvenini yeniden kazanmasına ve potansiyelini gerçekleştirmesine olanak tanır.

İletişim Sorunları

İletişim sorunları, bireylerin kendilerini ifade etme veya başkalarını anlama süreçlerinde yaşadıkları zorluklarla ilişkilidir. Bu durum, hem kişisel hem de profesyonel ilişkilerde çatışmalara yol açabilir. Psikologlar, bu sorunların kaynağını belirlemek için bireylerin iletişim tarzlarını ve geçmiş deneyimlerini analiz eder.

Terapilerde, bireylerin etkili iletişim becerileri geliştirmesi hedeflenir. Aktif dinleme, açık ve yapıcı geri bildirim verme, empati kurma gibi beceriler bu süreçte öğretilir. Psikologlar, bireylerin iletişimde yaşadıkları temel engelleri aşmalarına yardımcı olur.

İletişim sorunlarının çözümü, bireylerin ilişkilerinde daha sağlıklı bağlar kurmasına olanak tanır. Psikologlar, bireylerin kendilerini doğru ifade etmelerini ve çatışma durumlarında yapıcı çözümler bulmalarını teşvik eder. Bu beceriler, bireylerin hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarında daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Öfke Kontrol Bozukluğu

Öfke kontrol bozukluğu, bireyin öfke duygusunu sağlıklı bir şekilde ifade edememesi ve bu duygunun yoğun patlamalarla dışa vurulmasıyla karakterizedir. Bu durum, ilişkilerde çatışmalara, işlevsellik kaybına ve hatta fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir. Psikologlar, öfkenin altında yatan nedenleri anlamak ve bireyin bu duyguyu sağlıklı bir şekilde yönetmesini sağlamak için çalışır.

Tedavi sürecinde, bireylere öfkenin fiziksel ve duygusal belirtilerini tanımaları öğretilir. Psikologlar, öfke patlamalarını önlemek için bireylere gevşeme teknikleri, nefes egzersizleri ve farkındalık çalışmaları gibi stratejiler sunar. Ayrıca, tetikleyici durumların nasıl yönetileceği konusunda rehberlik sağlar.

Uzun vadeli tedavide, bireylerin duygusal düzenleme becerilerini geliştirmeleri ve çatışma çözme yeteneklerini artırmaları hedeflenir. Psikologlar, bireylerin öfke duygusunu sağlıklı bir şekilde ifade etmelerini ve bu duyguyu kontrol altına almalarını destekler.

Endişe ve Kaygı

Endişe ve kaygı, bireyin yaşamında karşılaşabileceği zorluklar veya belirsizliklere karşı hissettiği doğal duygulardır. Ancak, bu duygular yoğun ve sürekli hale geldiğinde bireyin günlük işlevselliğini olumsuz etkileyebilir. Psikologlar, bireylerin kaygı düzeylerini değerlendirmek ve bu duyguların altında yatan nedenleri anlamak için kapsamlı bir analiz yapar.

Tedavi sürecinde bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireylerin endişe ve kaygıya yol açan düşünce kalıplarını tanımlamalarına ve bu kalıpları değiştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca, gevşeme teknikleri ve farkındalık temelli stres azaltma yöntemleri (MBSR) gibi teknikler, bireyin kaygıyı fiziksel ve zihinsel olarak yönetmesini sağlar. Psikologlar, bireylerin bu süreçte duygusal dayanıklılık kazanmalarına destek olur.

Endişe ve kaygı tedavisinde bireylerin yaşamlarını daha dengeli ve huzurlu bir şekilde sürdürmeleri amaçlanır. Psikologlar, bireylerin stres yönetimi becerilerini geliştirmelerine, kaygıya neden olan durumlarla başa çıkma stratejileri öğrenmelerine ve uzun vadeli bir iyilik hali kazanmalarına yardımcı olur.

Duygusal Problemler

Duygusal problemler, bireyin yoğun ve bazen kontrolsüz bir şekilde hissettiği duygularla baş edememesi durumunda ortaya çıkar. Bu sorunlar, öfke, üzüntü, suçluluk, korku veya hayal kırıklığı gibi bir dizi duygusal deneyimi içerebilir. Psikologlar, bu tür problemlerin temel nedenlerini anlamak için bireyin geçmiş deneyimlerini ve mevcut yaşam koşullarını değerlendirir.

Terapilerde, duygusal farkındalık ve düzenleme becerileri ön plandadır. Psikologlar, bireylerin duygularını tanımlamalarına, ifade etmelerine ve kontrol altına almalarına yardımcı olur. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve diyalektik davranışçı terapi (DBT), bireylerin duygusal denge kazanmalarını destekleyen etkili yaklaşımlar arasında yer alır.

Psikologlar, bireylerin duygusal sağlığını güçlendirmek için onlara yeni başa çıkma stratejileri öğretir. Bu süreçte bireyler, duygusal problemleriyle başa çıkmak için kendilerini daha güçlü hissederler ve ilişkilerinde daha sağlıklı bir bağ kurma yeteneği kazanırlar.

Acı, Yas ve Kayıp

Acı, yas ve kayıp, bireyin sevdiği birini kaybettiğinde yaşadığı doğal ve evrensel bir süreçtir. Ancak, bu süreç bazen bireyin duygusal sağlığını olumsuz etkileyen yoğun bir hal alabilir. Psikologlar, bireylerin yas sürecinde yaşadıkları karmaşık duygularla başa çıkmalarına yardımcı olmak için destek sağlar.

Yas terapisi, bireyin kaybını anlamasına ve bu kayıpla yaşamayı öğrenmesine odaklanır. Psikologlar, bireylerin suçluluk, öfke, boşluk hissi gibi duygularını ifade etmelerine olanak tanır. Ayrıca, bireyin yas sürecini daha sağlıklı bir şekilde tamamlamasını destekler. Terapide kullanılan farkındalık ve bilişsel davranışçı terapi (BDT) teknikleri, bireyin acıyla başa çıkmasına yardımcı olabilir.

Yas terapisi uzun vadeli bir süreç olabilir ve bireylerin yasla ilgili inançlarını ve duygusal tepkilerini yeniden yapılandırmasına olanak tanır. Psikologlar, bireyin kaybını kabullenmesine ve yeniden anlamlı bir yaşam kurmasına destek olur. Bu süreç, bireyin yaşam kalitesini iyileştirmek için önemli bir adımdır.

Panik Atak

Panik atak, aniden ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, yoğun korku ve rahatsızlık hissiyle karakterize edilen bir durumdur. Genellikle nefes darlığı, kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve kontrol kaybı hissi gibi fiziksel belirtiler eşlik eder. Psikologlar, panik atağın bireyin yaşamında nasıl ortaya çıktığını ve hangi tetikleyicilere bağlı olduğunu anlamak için detaylı bir değerlendirme yapar.

Tedavi sürecinde bilişsel davranışçı terapi (BDT), panik atağın yönetiminde en etkili yöntemlerden biridir. Bu terapi, bireyin panik atağı tetikleyen düşüncelerini anlamasına ve bu düşüncelerle başa çıkmasına yardımcı olur. Ayrıca, gevşeme teknikleri ve nefes egzersizleri, fiziksel belirtileri hafifletmek için kullanılabilir.

Psikologlar, bireylere panik ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmaya yönelik stratejiler öğretir. Tedavi süreci, bireyin panik atağın yaşamını kısıtlamasına engel olmak ve özgüvenini yeniden kazanmasına destek olmak üzerine odaklanır.

Beden Dismorfik Bozukluk

Beden dismorfik bozukluk, bireyin fiziksel görünümünde algıladığı kusurlarla aşırı meşgul olması ve bu algının günlük yaşamını olumsuz etkilemesiyle kendini gösterir. Bu sorun, aynaya aşırı bakma, kusurları gizleme veya sosyal ortamlardan kaçınma gibi davranışlarla ilişkilidir. Psikologlar, bu bozukluğun bireyin özsaygısını ve yaşam kalitesini nasıl etkilediğini anlamak için ayrıntılı bir değerlendirme yapar.

Tedavi sürecinde bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireyin beden algısını etkileyen olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmesine yardımcı olur. Psikologlar, bireyin bedenine dair gerçekçi ve sağlıklı bir algı geliştirmesine destek olur. Ayrıca, bireyin bu sorunla ilişkili kaçınma davranışlarını azaltmak için maruz bırakma terapisi gibi teknikler uygulanır.

Uzun vadeli tedavi, bireyin özsaygısını ve sosyal işlevselliğini artırmaya odaklanır. Psikologlar, bireyin bedenine dair duyduğu kaygıyı azaltmak ve kendine yönelik olumlu bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olmak için bireyselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturur.