Kumar bağımlılığı, küçük bir heyecan, büyük umutlar ve çokça kayıp… Kumarın cazibesi, çoğu zaman sadece bir oyun gibi görünmesidir. Ancak, bu masum görünen oyun, insanı içine çeken karanlık bir döngüye dönüşebilir. Bir insanı yavaşça içine çeken bu döngünün ardında neler saklı? Kumar bağımlılığının karmaşık yapısını ve bu yolculukta bireyin nasıl etkilendiğini öğrenmek için bu yazıyı okumaya devam edin.

Kumar Bağımlılığı Nedir?

Kumar bağımlılığı, bireyin kumar oynama davranışının, yaşam kalitesini ve günlük işlevselliği ciddi şekilde bozan bir düzeye ulaşmasıdır. Kumar oynama davranışının kontrol edilememesi ile karakterize giden, kalıcı ve tekrar eden, istenmeyen kumar davranışları olarak tanımlanmaktadır.

Son yıllarda internetin artan kullanımıyla birlikte kumar oynama bozukluğunun, online kumar oynama davranışlarına bağlı olarak daha fazla artmış olduğu görülmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, yetişkinler arasındaki kumar oynama bozukluğunun yaygınlığı %0.1 ile %5.8 arasında değişmektedir. Yılda yaklaşık 350 milyon kişi problemli kumar oynama davranışı sergilemektedir.

Bu bozukluğun kadınlarda görülme sıklığı, erkeklere kıyasla daha düşüktür (%0,2’ye karşı %0,6). Kumar oynama bozukluğu, genellikle erkeklerde ergenlik döneminde başlamakla birlikte, kadınlarda bu sorun genellikle 20-40 yaş aralığında ortaya çıkar.

Amerikan Psikiyatri Derneği’nin (APA) Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5) kriterlerine göre, kumar bağımlılığı, “Kumar Oynama Bozukluğu” olarak sınıflandırılır ve çeşitli psikolojik ve davranışsal belirtilerle karakterizedir.

Kumar Bağımlılığı Belirtileri Nelerdir?

Kumar Bağımlılığının Evreleri

1. Kazanma Evresi: Genellikle kumar oynamanın başında kazanç vardır. Bu dönemde yavaş yavaş kontrol kaybedilmeye başlanır. Giderek artan miktarda oynamanın haz verici yanı ortaya çıkar, tolerans gelişir. Yavaş yavaş kişi sosyal çevresinden uzaklaşır. Kumar için harcanan zaman ve para artmaya başlar. Kayıplar da vardır ancak kişinin zihni daha çok kazanılanlar üzerinde durmaya eğilimlidir. 

2. Kaybetme Evresi: Büyük bir kayıpla başlayan bu evrede kişi kayıpların peşine düşmektedir. Kaybedilenlerin geri kazanılması için para bulma davranışı artış gösterir. Kredi çekme, para arama, sahip olduğu mülkü satma gibi davranışlar gözlemlenir.

3. Tükenme Evresi: Kişinin elinde hiçbir şeyin kalmadığı evredir. Depresif semptomlar artış gösterir ve intihar girişimi açısından riskli bir dönemdir.

4. Vazgeçme Evresi: Kişi artık her şeyini kaybettiği bir döneme girmiştir. Hepsini geri kazanma fantezisinden vazgeçmiştir. Gelişigüzel bir biçimde oynamaya devam edebilir.

Kumar Bağımlılığı Risk Faktörleri Nelerdir?

Kumar bağımlılığının gelişiminde etkili olabilecek birçok risk faktörü bulunmaktadır:

Genetik Yatkınlık: Ailede kumar bağımlılığı öyküsü bulunan bireylerin bu bağımlılığı geliştirme olasılığı daha yüksektir.

Psikolojik Faktörler: Depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk ve diğer ruhsal sağlık sorunları, kumar bağımlılığı riskini artırabilir. Kumar, duygusal sorunlarla başa çıkma mekanizması olarak kullanılabilir.

Sosyal ve Çevresel Faktörler: Sosyal çevrede kumar oynama davranışının normalleşmesi ve kolay erişim, bağımlılığın gelişmesine katkıda bulunabilir.

Biyolojik Faktörler: Beyindeki ödül sisteminin bozulması, kişileri kumar oynama davranışına yönlendirebilir. Dopamin ve diğer nörotransmitterlerin işleyişindeki değişiklikler, kumar oynama isteğini artırabilir.

Ekonomik ve Finansal Durum: Finansal zorluklar ve borçlar, kumar oynamayı bir çözüm yolu olarak görmeye neden olabilir. Kumar oynama, kısa vadeli bir finansal rahatlama sağlayabilir, ancak uzun vadede daha büyük maddi sorunlara yol açabilir.

Travmatik Deneyimler: Aile içi şiddet, ihmal veya diğer travmatik deneyimler, kumar bağımlılığının gelişmesine katkıda bulunabilir. Bu tür deneyimler, bireylerin kumarı bir kaçış yolu olarak kullanmalarına neden olabilir.

Bu risk faktörlerinin anlaşılması, kumar bağımlılığının önlenmesi ve tedavi edilmesi sürecinde önemli bir rol oynar. Risk faktörlerini tanımlamak ve bu faktörlere yönelik stratejiler geliştirmek, kumar bağımlılığıyla etkili bir şekilde başa çıkmak için kritik öneme sahiptir.

Kumar Bağımlılığı Tedavisi

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, kumar bağımlılığını tedavi etmek için en yaygın kullanılan terapi yöntemlerinden biridir. Bu yaklaşım, bireylerin kumar oynama davranışlarını değiştirmeye yönelik stratejiler geliştirir.

Motivasyonel görüşme (MI): MI, danışanın motivasyonunu ve değişiklik yapma hazır olduğu durumları artırmaya odaklanan bir yöntemdir. Kişi merkezlidir ve işbirliği esasına dayanır, bu da danışanın kendi değişim kararlarını keşfetmelerine ve güçlendirmelerine yardımcı olur.

İlaç Tedavisi: Kumar bağımlılığı için spesifik ilaçlar bulunmamakla birlikte, depresyon ve anksiyete gibi eşlik eden durumlar için ilaç tedavisi uygulanabilir.

Destek Grupları: Adsız Kumarbazlar gibi destek grupları, bağımlılıkla başa çıkmada sosyal destek sağlar.

Aile ve Çift Terapisi: Kumar bağımlılığı, ailevi ilişkiler üzerinde büyük bir etki yapabilir. Aile terapisi, bozulan ilişkileri onarmaya ve destek sağlamaya yönelik bir yöntemdir.

Kumar oynama düşünceleriyle başa çıkabilmek için kumar bağımlısı olan birey, kendi kendine çeşitli stratejiler ve yaklaşımlar kullanabilir. İşte bazı yöntemler:

Farkındalık Geliştirme: Kumar oynama düşüncelerini, duygularını, davranışlarını ve tetikleyicilerini saptayın. Ne zaman ve neden ortaya çıktıklarını anlamak, davranışı yönetmenin ilk adımıdır.

Alternatif Faaliyetler: Kumar oynama düşünceleriyle etkili bir şekilde mücadele edebilmek için başka ilgi çekici ve tatmin edici aktiviteler bulun. Spor, sanat veya sosyal etkinlikler gibi alternatifler deneyin. Unutmayın ki boşluğa bağımlılık girer.

Kriz Anında Stratejiler: Kumar oynama isteği ortaya çıktığında uygulayabileceğiniz bir acil durum planı oluşturun. Bu plan, telefonla destek arama, rahatlama teknikleri uygulama veya kısa süreli bir meşguliyet gibi stratejiler içerebilir.

Sosyal Destek: Aile üyeleriyle veya arkadaşlarla vakit geçirmek, kumar oynama düşüncelerinin etkisini azaltabilir ve sosyal destek sağlayabilir.

Bütçe Yapma: Kumar oynama düşüncelerini yönetmek için maddi durumunuzu kontrol altında tutun. Harcamalarınızı takip etmek ve bir bütçe planı oluşturmak, finansal riski azaltabilir.

Kumar Yasağı: Kumar sitelerine erişimi engelleyen yazılımlar kullanarak kumar oynamanın önüne geçebilirsiniz.

Kumar bağımlılığı, sadece bağımlı bireyi değil, aynı zamanda ailesini ve yakın çevresini de etkiler. Aile üyeleri ve yakınlarının bu süreçte nasıl destek olabileceklerine dair bazı öneriler:

Kumar Bağımlılığı Hakkında Bilgi Edinme: Kumar bağımlılığının bir hastalık olduğunu ve tedavi gerektirdiğini anlamak önemlidir. Aile üyeleri, bu konuda eğitim alarak durumun ciddiyetini ve tedavi sürecini öğrenmelidir.

Destekleyici Bir Ortam Yaratma: Kumar bağımlılığı yaşayan bireylerin yaşadığı zorlukları anlamak ve empati göstermek, destekleyici bir ortamın oluşmasına yardımcı olabilir. Suçlama veya yargılama yerine, anlayışlı ve destekleyici bir yaklaşım sergilemek daha etkilidir.

Sınırlar Koyma ve Sağlıklı Sınırlar Belirleme: Kumar bağımlılığı olan bireylerin finansal durumunu kontrol altında tutmak için net sınırlar koymak önemlidir. Bu, kumar oynamaya yönelik maddi kaynakları sınırlayarak riskleri azaltabilir. Bağımlılık davranışlarını tolere etmek yerine, sağlıklı sınırlar koymak ve kendi duygusal sağlığınızı korumak önemlidir.

Profesyonel Yardım Arama: Kumar bağımlılığı profesyonel yardım ve tedavi gerektirir. Aile üyeleri, bağımlı bireyin profesyonel tedavi ve terapi almasına teşvik edebilir. Kendileri de terapi sürecine dahil olabilir.

Destek Gruplarına Katılma: Aile üyeleri için özel destek grupları ve çevrimiçi topluluklar, deneyimlerin paylaşılması ve destek alınması açısından faydalı olabilir.

Kendi Kendinize Bakma: Aile üyeleri ve yakınlar, kendi ruhsal ve fiziksel sağlıklarına dikkat etmelidir. Stres ve kaygıyı yönetmek için bireysel destek ve bakım önemlidir.

Kumar Bağımlılığı İle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

1. Kumar Bağımlılığı Sadece Zayıf Karakterli İnsanlarda Görülür

Yanlış: Kumar bağımlılığı, sadece zayıf karakterli veya iradesiz bireylerde görülmez. Bu durum, biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar ve herhangi bir kişiyi etkileyebilir.

2. Kumar Bağımlılığı Sadece Maddi Kayıplara Yol Açar

Yanlış: Kumar bağımlılığı sadece maddi kayıplarla sınırlı değildir. Aynı zamanda aile içi sorunlara, sosyal izolasyona, iş kaybına ve ciddi psikolojik sorunlara (örneğin, anksiyete ve depresyon) neden olabilir.

3. Kumar Oynama Sıkıntısı Olanlar, Kendi İsteğiyle Bırakabilir

Yanlış: Kumar bağımlılığı, bir kişinin kendi başına üstesinden gelebileceği bir durum değildir. Genellikle profesyonel yardım ve destek gerektirir, çünkü bağımlılık beyin kimyasını etkiler ve güçlü bir tedavi süreci gerektirir.

4. Kumar Bağımlılığı Sadece Kumarhanede Oynayanları Etkiler

Yanlış: Kumar bağımlılığı sadece fiziksel kumarhanelerle sınırlı değildir. İnternet üzerindeki online kumar oyunları ve bahisler de kumar bağımlılığının bir parçası olabilir ve bu tür bağımlılıklar genellikle daha az fark edilir.

5. Kumar Bağımlıları Sadece Çılgınca Şans Oynamak İster

Yanlış: Kumar bağımlılığı, şansa dayalı oyunları aşırı derecede oynama isteğiyle sınırlı değildir. Bağımlılar, kayıplarını telafi etme ve kazanç sağlama umutlarıyla sürekli kumar oynama eğilimindedirler ve bu, genellikle bir kısır döngü oluşturur.

6. Kumar Bağımlılığı Gençlerde Görülmez

Yanlış: Kumar bağımlılığı sadece yetişkinlerde görülmez. Gençler ve genç yetişkinler de bu duruma yatkın olabilirler, özellikle de çevresel etkiler ve erişim kolaylığı nedeniyle.

7. Kumar Bağımlılığı Kendi Kendine Geçer

Yanlış: Kumar bağımlılığı, kendi kendine geçmez ve genellikle tedavi gerektirir. Erken müdahale ve profesyonel destek, bağımlılıkla başa çıkmada kritik öneme sahiptir.

8. Kumar Bağımlılığı Tedavi Edilemez

Yanlış: Kumar bağımlılığı tedavi edilebilir bir durumdur. Bilişsel davranışçı terapi, destek grupları ve diğer tedavi yöntemleri, bağımlılığın üstesinden gelinmesine yardımcı olabilir.

Yanlış İnanışlar

Kumara yönelik bazı yaygın yanlış inanışlar, kumar bağımlılığının oluşumuna ve sürmesine katkıda bulunabilir. Bu inanışlardan bazıları şunlardır:

Kazanca Yakın Kayıp Hissi: Kişinin hedefine ulaşmasına ramak kala durumuna, kıl payı kaybetme durumuna denilmektedir. Böylece kişi kazanmış olmanın yarattığı hazzın ve duygunun bir kısmını bu başarısızlık türünde yaşamaktadır. Bu durum kumar oyuncularını cesaretlendirmekte ve onların oynamaya ilişkin koşullanmalarını sağlamaktadır. Çünkü kişi sürekli kaybetmediğini, kazanmanın eşiğinden döndüğünü düşünmekte ve buna bağlı bir dizi yanlış algı geliştirmektedir. Kişi bu algı biçimiyle oyun sonucunda büyük kayıplar yaşasa da kazanmanın eşiğinden döndüğü hissi ve uyarılmışlığı yaşadığı için kumar oynamaya devam etmek istemektedir.

Şans Efsaneleri: Bazı kişiler, belirli bir strateji veya taktiğin her zaman kazanma şansı artıracağına inanır. Oysa kumar çoğunlukla şansa dayanır.

Kayıpları Geri Kazanma: “Bir sonraki oyunda kazanırsam kayıplarımı telafi edebilirim” düşüncesi, kayıpların daha fazla kumar oynamaya yol açmasına neden olur.

Büyüme İllüzyonu: “Kazanma serisi” olduğu düşüncesiyle, geçmişteki kazanımların gelecekte de devam edeceği yanılgısı.

Bağımlılık Olmayacağına İnanç: “Ben kontrol edebilirim” düşüncesi, birçok kişinin kumar bağımlılığına düşmesine yol açar.

Makul Miktarlar: “Sadece eğlence için az oynuyorum” diyerek, kaybetmeyi göze alabilecekleri miktardan fazlasını harcamak.

Kumarın Hızla Zenginleştireceği İnancı: Hızla zengin olma hayali, birçok kişiyi kumara yönlendirir.

Sadece Kötülerin Kumar Bağımlısı Olacağı İnancı: Kumar bağımlılığının her yaştan ve sosyal sınıftan insanı etkileyebileceği gerçeğinin göz ardı edilmesi.

Bir Yanıt